Sayfalar

1 Şubat 2011 Salı

REKABET ve çatışmalar (confrontations)

SHL expertlik görüşmelerinde, benimle görüşen danışmanıma söylediğim bir sözle yazıma başlamak istiyorum...

"Ben hiçbirzaman sabah evimden, o gün, diğer insanlarla rekabet etmek veya savaşmak için çıkmam. Işe gelirken kafamda kendimle ve işimle ilgili belirlemiş olduğum hedefler vardır. Benim hayata bakış açımda insanlarla yarış diye birşey sözkonusu değil..."

Hala böyle düşünüyorum ama bu söylediklerimle çelişen ama doğru olduğuna da inandığım birkaç nokta var, şöyleki;
  • Etrafımda bulunan ve kişisel planlarını herşeyin üstünde tutan bazı insanlar seni rakip olarak belirleyebilir ve kuyunu kazmak isteyebilirler. Veya senin hakkında söylentiler oluşturup aleyhine çalışabilirler. Etrafındaki herkes senin kadar iyi niyetli olmayabilir.
  • Sınırlı sayıda kişiyi kabul eden pozisyonlar ve mevkiler için bazı insanlarla, ister istemez yarışmak zorunda kalabilirsin. Köşe kapmaca oyununda olduğu gibi, herkes için yeterince yer olmayabilir, bu durumda insanlarla doğal olarak rekabet etmen gerekir.

Peki etrafındaki insanlardan şüphelenerek nekadar rahat yaşayabilirsin? Bu çekincelerin,  çevrene olan samimiyetini etkilemez mi? Bir önlem olarak sende mi diğer insanların arkasından konuşacaksın? böylemi kendini güvenceye alacaksın? Böyle biri olursan sana güvenen ve senin davranışlarını örnek alan insanları hayal kırıklığına uğratmazmısın?

Bence diğer insanlarla yarışmanın ve seni rakip olarak görüp kuyunu kazmak isteyen insanlara karşı göstermen gereken bazı davranışlar var...

1. Kendini promote et: Promote yourself!!
Hayatın sana katmış olduğu farklılıkları göster. Diğer insanlardan daha üstün olduğunu düşündüğün, avantajlarını hissettiğin ve çaba harcayarak ele geçirdiğin özelliklerini tanıt. Ama bunu yaparken tabiiki ukala bir şekilde değil, ama samimi ve içten bir şekilde konuş.."kibir ile, diğer insanların takdirini kazanma arasıdaki fark, samimiyettir."
Kendini olduğun gibi insanlara tanıtırsan, böylece senin hakkında yaratılan dedikodular ve iftiralara inanmayacaklardır. Çünkü seni bileceklerdir.
2.Sitem et! Tepkini koy! Koyun olma!
Sana karşı bir yanlış yapıldığında, saygısızlık veya duyarsızlık yapıldığında konuş! Laf sokmak istediklerinde altta kalma! Insanlara sadece iyi, komik, eğlenceli şeyler değil rahatsızlıklarını da söylemelisin. Böylece tepkili bir insan olduğunu, kuzu olmadığını anlarlar. Tabiki yine bunu samimi bir şekilde, insanların kalbini kırmadan yapabilirsin..Belkide bunu yaparken iyi niyetle veya farkında olmadan yapmışlardır...
Sana yapılan bir yanlışın gerçekten yanlış mı yoksa önemsizmi olduğunu ayırdedebilecek bir insansın. Bir yanlışı farkettiysen bunu o kişiye samimiyetle, komik esprilerle veya şaka yoluyla söyle..Diğer insanlara da bunu anlat ki , onlarda senin bu taraflarını daha iyi tanıyabilsinler.."Kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla" modeliyle duyarlı olduğun noktaları gösterebilirsin...Böylece bir taşla iki kuş vurmuş, ve o 3. kişiyle  ilerde oluşacak benzer bir sorunu önlemiş olursun. 

             Rekabet durumlarında etraftaki diğer kişilerin neler hissetliklerine karşı duyarlı olmalısın. Sessizliği ve onları düşüncelerini okumalı ve hissetmelisin. Mesela bir ortamda herhangi biriyle zıtlaşıp tartışmaya başladıysan, ortamdaki diğer 3. insanların elektriğini okumalı ve onların gözlerine bakarak, gönüllerini alarak tartışmaya devam etmelisin ki ortamda fikirlerin antipati çekmesin, tam tersine sempati toplasın...
Benzer şekilde biriyle rekabet ediyorsan, süreçteki diğer arkadaşlarını, yöneticileri, karar organlarını bilgilendirmeli, kendini ifade etmeli ve seni tanıyıp yanlış anlaşılmalara ve iftiralara mahal vermemelerini sağlamalısın.


Yüzleşmelerden kaçmamak gerekir..(avoid confrontations)
çünkü fırtına ve brainstormingleri yaratmassanız hiçbirzaman deniz gerçekten durulmaz. Inandıklarınızı söyleyin, fikirlerinizi yüzeye çıkarın, ortamdaki diğer insanların duygu ve düşüncelerini temsil edip, desteklerini kazanın. Böylece herkes sizin nekadar savaşçı, ve inandığı şeyin peşinden giden biri olduğunuzu görsün.