Sayfalar

19 Temmuz 2010 Pazartesi

"Tartışmalar" hakkında

Tartışmalardan korkmayın! Herkes kendi doğrusunu açıklayacak ve böylece hem "ortak" doğrunuzu suyüzüne çıkaracak, hem de aslında aranızdaki düğümlerden birini daha çözmüş olacaksınız. Tartışmalar insanların birbirini daha iyi tanımalarını da sağlar. Ayrıca iş hayatında, beyin fırtınası yaratılmak ve fikir geliştirmek için ya da projelerde bilgi geliştirme toplantıları olarak da kullanılır.

Itiraz etmek; tartışmaların olmazsa olmazlarındandır. Herhangi bir fikre karşı çıkmadan önce, size yanlış veya eksik gelen fikri yüzdeyüz anladığınızdan emin olun. Bunun için de öncelikle önyargısızca ve dikkatini vererek dinlemek gerekiyor!! Dinlerken biryandan sorularla ima edilen şeyi tam olarak öğrenmek gerekir. Eğer fikri yüzdeyüz anladığınızı ve size göre yanlış olduğunu saptadıysanız nazikçe, samimiyetle ve muhabbetin melodisini bozmadan tartışmaya girebilirsiniz. Tabii ki nasıl karşı çıktığınız, işin aciliyetine, aranızdaki ilişkinin yakınlığına, ortama ve konunun önemine de bağlıdır. Ancak genel olarak uzlaşımcı ve işbirlikçi bir tartışma için, kırıcı olmayan ve "dost acı söyler" tarzında, iyiliğini ister bir tazda karşı çıkmak daha uygun olacaktır.
"Anladım söylemek istediğini ama şöyle birşey de var..."
"Çok iyi anladım ama şu da doğru ki..."
"katılıyorum ama bence şöyle durumlar da var..."...

Eğer siz ve etrafınızdakiler fikirlerinizi gerçekten savunursanız; yaratıcı, derin ve samimi söyleşiler ortaya çıkabilir. Yüzdeyüz hemfikir olmanız veya fikirlerinizin yüzdeyüz kabul edilmesini beklemeniz şart değildir. Herkes muhabbetten almak istediğini alacak, öğrenmek istediğini öğrenecektir. Bir futbol maçı gibi, illa bir tarafın galip gelmesi bir tarafın mağlup olması gerekmez. Tabii ki burada edebiyat yeteneği, hitabet sanatı da devreye giriyor. Çünkü güzel konuşmak, insanların gönüllerini kazanarak anlatmak, ortama neşe katmak..vb, giderek tartışmayı tatlı bir muhabbete dönüştürecektir.

Bilgi alışverişini unutup, sadece ikna etme konusunda ısrar etmeniz ise aslında bencil, ego merkezli ve dikta bir davranıştır. Ayrıca ikna etmeye odaklanırken sinirlenir, endişeleriniz artar, kızarabilirsiniz, gerçeklerden de uzaklaşır ve gitgide daha yanlış fikirler üreterek tartışmanın da kızışmasına sebep olursunuz.
Arkadaşlarımızla, ailemizle veya başkalarıyla hemfikir olmadığımız konular tabii ki olabilir. Herkes aynı hayat tecrübesini alarak büyümemiştir çünkü. Farklı ve karşıt fikirlere açık olabilmek, başka insanların farklı tecrübelerinden faydalanabilmek ve böylece zenginleşmek, aslında demokrasi anlayışıyla orantılı olarak geliştirilebilen bir kalitedir.

"Özgüven" hakkında

Kendinize karşı olumlu olun

Güçlü ve zayıf yönlerinizi tanıyın. Siz sadece zayıf yönlerden oluşmuyorsunuz. Güçlü yönlerinizi ve başarılarınızı ön plana çıkarın.

Bir konuda başarılı olduğunuzda bunu es geçmeyin. Kendinizi ödüllendirmeyi öğrenin.

Başkalarının tepkilerine karşı olumlu olun

Dikkatin her zaman üzerinizde olduğunu düşünmeyin. Gerektiğinde proaktif ve katılımcı olun tabii ki!! ama bazen de çevrenizdeki olayları akışına bırakıp, kendinizi apayrı bir konuya da odaklayabilirsiniz.

İnsanların aklından sizinle ilgili neler geçtiğini de düşünmeyin. Çünkü insanların gerçekte ne düşündüğünü bilme şansınız yoktur. Olayları analiz ederken içe-kendinize dönük değil, dışa dönük olmalısınız.

İnsanların düşünce ve davranışlarını her zaman olumsuz yönde değerlendirmeyin. İnsanlar yorum yapsa bile başkalarının görüşleri yüzünden kendinizi suçlamayın. Onların bu tepkilerini şekillendiren farklı sebepler olabilir.

Duygusal yaralanmalar sizi endişelendirmesin. Darbe alsanız bile, hayatın devamı daha güzel olabilir. Geçmişten ders almak, pişmanlık ve suçluluk duymaktan daha fazla fayda sağlayacaktır. Kendinizi affetmeyi ve yanlışlarınızdan kaliteli dersler çıkarmayı öğrenin. Tecrübe denen güç, başarısızlıkların size öğrettikleridir.

Övgü ve iltifatları objektif yorumlarla kabul edin. Övgü ve iltifat etmekten de çekinmeyin. Etrafınıza yaydığınız bu pozitif enerji ortamdaki siz dahil herkesi yüceltecektir.

Yaşamımızı kontrol altında tutma

Kendinize kısa ve uzun vadeli hedefler koyun. Hedefe ulaşmak için her attığınız adımda kendinizi ödüllendirin.

Siz olayları sadece yaşayan pasif bir nesne, sonbaharda rüzgarla savrulan bir yaprak ya da bir robot değilsiniz. Yaşamın sizi ıskalamasına izin vermeyin. Çaba ile her şeyi değiştirebilirsiniz.

12 Temmuz 2010 Pazartesi

İş Görüşmeleriniz için birkaç ipucu..

-Aşırı değil, sadece yeterince şık olun. Şirketin giyim formatına uygun ve ciddiye alınacak şekilde mesela bir kıravat yeterli olacaktır.
-Görüşmeye enaz 5 dk erken gidin. Böylece son saniyedeki değişiklikler yüzünden panik yaşamayacak ve suçluluk hissi duymamış olacaksınız.
-Rahatlayın, üzerinizdeki yargıların %80-90 ı ilk saniyelerde oluşturulmaktadır.
güzelce merhabalaşın, rahatça oturun, göz temasından kaçınmayın, gözlerinizi ürkekçe kaçırmamaya dikkat edin..konuşmaya başladığınızdaki ses tonunuz ve tokalaşırkenki gücünüz, özgüven ve hayata bağlılık işaretleridir.
-Görüşmeyi bir sınav değil, kendinizi ifade etmeniz ve tanıtmanız için bir fırsat olarak algılayın. Kendinizi ifade edin. Unutmayınki günümüzde kendini fazlasıyla ifade eden kişiler daha fazla anlaşılmakta ve bu insanlarla daha rahat iletişim kurulabilmektedir. Güncel hayatımızda ortak değerler azaldığı için sessizlik ve imalar artık çoğu insan için farklı anlamlar içermektedir.
-Yanlış anlaşılmışsanız veya hiç anlaşılmamışsanız buna nezaket icabı göz yummayın. Düzeltmekten çekinmeyin, doğru bildiğiniz neyse onu belirtin, böylece tutarlı biri olduğunuz anlaşılacaktır.
-Görüşmeye çağrıldığınıza göre profilinizde beğenilen noktalar olmuştur, bu noktaları saptayıp öne çıkarmaya çalışın.
-Dürüst olun ama kendinizi kaptırmayın "only the truth, but not all the truth" ..
-İlk sözü görüşmecinize bırakın böylece söyleyecek şeylerinizi kontrol edip toparlanma vaktiniz olur. Konuşurken cümle bitene kadar gözlerinizi kaçırmayın ve dinleyicilerinize bakın. Fikirlerinizi duraklamalar yaparak ve tane tane geliştirin. Duraklamalar görüşmecinin gerektiğinde konuyu değiştirmesini veya araya sorular sıkıştırmasına yardımcı olacaktır.
-CV, kağıt kalem ve gerekli gördüğünüz notlarınızı yanınıza alabilirsiniz. Birşeyi unuttuğunuzda açıp bakmanızda bir sakınca yoktur.
-Kendinizi tanıtırken (tabii daha önce prova yapmıştınız!!) detaylara kapılmadan, uzun ve önemli şeylere yeterli vakit ayırarak anlatın.
-Önce pozitif sonra negatif yönlerinizden bahsedin. Anlattığınız negatif yönlerinizin geliştirilebilir şeyler olmasına dikkat edin ve bunu özellikle belirtin.
-CV nizi mükemmel şekilde bilin, ancak tarihler konusunda tereddütte kalırsanız göz atmanızda bir sakınca yoktur.
-Bu iş için neden motive olduğunuzu anlatın, heyecanınızı paylaşın. Yapmak istedikleriniz üzerinde daha önce düşünmüş olmanız bu noktalarda size faydalı olacaktır.
-Eski işinizi veya müdürlerinizi kötülemeyin, şansız ve uğursuz biri olduğunuz izlenimini oluşturacak olaylardan bahsetmeyin.
-Politik, sosyal görüşler ve genellemeler sunarken dikkatli olun, görüşmecinizi tanımıyorsunuz. Sizin hakkınızda önyargılar veya yanlış fikirler üretmesine yol açabilirsiniz.
-Istatistiksel olarak, görüşmeye son giren kişilerin başarı şansı daha yüksektir.
-Farklı iş teklifleri aldığınızı veya sektörde aranan bir profiliniz olduğunu belirtmekten çekinmeyin, böylece görüşmeciniz karşısında onaylanmış olacaksınız.
-Hassas olduğunuz bir konu açıldıysa, fikrinizi belirtip konuyu değiştirmeye çalışın. Yoksa söylediğiniz hersöz ve geçen her dakika sizin aleyhinize ilerlemeye başlar.
-Maaş konusunu siz açmayın, konu açılacaktır. Istediğiniz maaşı sektördeki maaş ortalamasını baz alarak, kişisel katkınızı ve profilinizi de yorumlayarak belirtin. Şu veya bu şahıslarla kıyaslamalardan kaçının.

6 Temmuz 2010 Salı

Ölüm Kaşifleri (Les Thanatonautes) - kitap analizi

Fransız Yazar Bernard Werber, best seller olarak müthiş bir başarı kazanan "Karıncalar" romanından sonra, 94 yılında yazdığı "ölüm kaşifleri" kitabında, felsefi-bilimsel roman türündeki tarzını daha da geliştirmeyi başarmış. Werber aslında bir ansiklopedi kadar bilgi taşıyan kitaplarını, aşk, polisiye, korku, macera içeren hikayelerle okunur ve anlaşılır hale getirmede çok başarılı. Bu kitabının öncesinde geniş bir araştırma yaptığı satır aralarında açıkça okunuyor.

Thanatos antik yunancada ölüm tanrısı olarak anılır. Bu isimden türeyen "thanatologie" ölümle ilgili yapılmış bilimsel ve filozofik çalışmaların biraraya toplandığı bilim dalıdır. -naute eki "astro-not" veya "kozmo-not"kelimelerinden hatırlayacağınız gibi "gezgin" anlamına geliyor. "Thanatonaute" kelimesi de bu iki parçadan oluşturulmuş ve ölüm gezgini veya ölüm kaşifi olarak da tercüme edebileceğimiz, kitaba da adını veren bir isimdir.

Werber zor bir konu seçmiş; neredeyse dünyadaki tüm kutsal kitaplardan yaptığı alıntılarla, bilimsel verilerle, tarihin tozlu raflarından alıp getirdiği mitolojik ve efsanevi bilgi kaynaklarıyla "Ölüm" ün gizemini çözmeye çalışıyor.
Kahramanlarımız Michael Pinson ve Raoul Razorbak, kurdukları ekiple beraber NDE(near death experience) yani bilinçli olarak koma durumuna geçerek ruhlarıyla düşünce hızında evrende binlerce ışık yılı ötelere yolculuk ederler. Bu yolculuk sırasında birbirinden farklı 7 bölümden geçerler ve ensonunda 3 büyük meleğin ve pür-ruhların bulunduğu muhakeme katmanına varırlar. Kahramanlarımız, Ultimate Contient( ölüm ötesi) kıtasını keşfetmeye ve birdaha dönmemecesine hayatlarını riske atarak bu tecrübelerini kaydetmeye çalışıyorlar.
Kitapta esasen reankarnasyon kuramı öne çıkıyor. Hepberaber görüyoruzki aslında dini ve mitolojik yazılı kaynakların tamamına yakınında bu kuram faklı kelimelerle ve sembollerle anlatılmaya çalışılmıştır.
İşte kitaptan bazı dikkat çeken fikirler ve alıntılar:

"Insanlar ikiye ayrılır, kitap okuyanlar ve onları dinleyenler"

"Insan, ölüm korkusunu yenmedikçe hiçbir zaman tam olarak rahatlamış sayılamaz"
Woody Allen

"Bir çin atasözü: soru soran kişi 5 dakika boyunca aptal görünebilir, soru sormayansa tüm hayatı boyunca"

"Bilge kişi herzaman gerçeği arar, aptal ise çoktan bulmuştur"

"insan için limit yoktur, en büyük artısı da budur"

"korku, zihinsel çelişki ve ölümü reddetmek karşılaşabileceğimiz en zor durumlardır"

"meditasyon tekniği: bir anlığına vücuduna karşı yabancılaşmak gerekiyor, ona uzaktan bakmak ve davranışlarını gözlemlemek. Pratikte bunu yapabilmek için, nefes alış verişimize konsantre olmalıyız, dahası; nefesin kan içindeki hareketine ve kanın vücut içindeki dolaşımına..."

"Acı ve kederden uzaklaşmak, neşe içinde olabilmek büyük bir görevdir. Tüm ağır hastalıklar, neşenin kaybolmasından kaynaklanır. Neşe ve vücuttaki ritimsel melodi (10 yaşamsal ritim: Defiquim ve Nigoun) kaybolduğunda insan vücudunu hastalık kaplar. Neşe ilaçların en büyüğüdür. Çözüm kolay, kendimizde en küçük bir pozitif nokta bulmak ve ona bağlanmak, mesela burundaki bir tüy tanesi!!"

"Evrimleşmek, daha bilgin, daha zeki veya daha mutlu olmak değildir. Evrimleşmek daha "bilinçli" olabilmektir."

"Hayatımızdaki tüm hareketlerimiz kutsaldır: yemek, içmek, nefes almak, sevişmek..tüm bunlar tanrıyı ve bize bağışladığı hayatı onurlandırır"

"
7 bölüm sırasıyla şu özelliklerle tanımlanır:

Serinlik ve tazelik (mavi): su, tazelik, boşluk ve sevinç hisleri.. ışığa doğru çekildiğiniz bölüm

Korku(siyah): soğuk, korku..hayatınızdaki en gizemli ve en büyük korkularla karşılaşacağınız bölüm. Unutmaya çalıştığınız anılar birer hatıra baloncuğu olarak tek tek ortaya çıkacak ve size çarpacaklar.
öneri: geçmişini anlamak ve tüm kararlarının arkasında durabilmek

Şehvet(kırmızı): sıcaklık,nem..Engizli , en erotik, en zevkli ve en şehvetli rüyalarınız ve fantezilerinizle karşılaşacağınız bölüm.
öneri: arzularını olduğu gibi kabul etmek ama aşırıya gidip kapılmamak

Sabır(turuncu): zamanla savaş, kuvvetli rüzgarlar..Diğer ruhlarla beraber uzun bir kuyrukta bekleyeceksiniz, bir saniye bir yıl gibi gelecek, yetişme telaşı, halletme kaygısı durumunuzu sadece daha kötü hale getirecek.
öneri: hareketsizliği kabul etmek, ölümsüzmüş gibi davranabilmek

Bilgelik(sarı): tutku, kuvvet ve güçlülük hisleri.. merakınıza tam bir ziyefet çekebileceğiniz öğrenmek istediğiniz veya anlayamadığınız tüm bilgilere çok çabuk ulaşabileceğiniz bir bölüm burası. Mutlak gerçekleri, herşeyin varolma sebebini, hayatın anlamını kavrayacaksınız
öneri: bilgi oburu olmadan, meraklarının peşinden koş. Kendini kaptırmadan, ruhunu bilgilerle doldurmaya çalış.

Güzellik(yeşil): size güzel gelen en nadide renklerle buluşacaksınız, doğa resimleri insan hatları muhteşem çiçekler parlaklık ışık herşey sizi hayran bırakacak
mükemmellik karşısında kendini yargılamaya başlayacaksın. Kendini çirkin, gereksiz ve kaba görmeye başlayacaksın.
öneri: çirkin taraflarını kabul etmede dürüst ol.

Aydınlık(beyaz): şeytan ve meleklerle dolu, ortasında ölülerin bir nehir gibi aktığı, arkasına son mahkemenin kurulacağı aydınlık dağın bulunduğu bölüm..3 büyük melekle tanışacaksınız ve ruhunuzun ağırlığı sizin bu dünyada yaptıklarınızla ilgili herşeyi eleverecek. Bu sayede tekrar başka bir vücutta bambaşka şartlarda hayat bulacaksınız veya bundan sonra daima pür-ruh olarak ruhunuz rahat edecek.
öneri: kabahatlerin için ödemeye hazır ol. Daha önceki hayatlarında yaptığın yanlışları ve sebep olduğun zararları onarabileceğin yeni bir hayata reinkarne olmaya hazır ol!
"

"7 katmandaki bölümler aslında kişiliğimizi oluşturan içsel parçalardan başkası değil"

"Tüm davranışlarımızdan ruhumuz ve bedenimiz eşit olarak sorumludurlar"