Kararsızlık herhangi bir seçim yapma durumunda yaşanan, iç güçlerdeki çatışma durumudur. Kararsızlık bir iç savaş ve rahatsızlık halidir. Kararsızlık, arada kalmadır. Eğer bişeyi tam olarak yapmaya karar vermemişsen zaten başarı söz konusu olamaz. Çünkü motive olabilecek ve uğrunda uğraş verilecek bir amaç yoktur ortada. Dolayısıyla kararsızlık zaman kaybıdır. Boşa geçen dakikalar, saatler hatta aylar-yıllardır kararsızlık. "Rotasını seçmemiş bir gemi için hiç bir rüzgar faydalı olamaz."
Kararsızlık bir nevi hayatın normallerinden biri de olsa, altında yatan sebepleri irdelemek bize daha kolay ve daha fazla mutluluk getirecek seçimler yapmamızı sağlayabilir. Kararsızlığın sebeplerini şu şekilde sıralayabiliriz:
Kusursuz olmaya çalışmak
Tüketim toplumunda yaşıyor olmamız ve alternatiflerin çoğalması gitgide daha mükemmel seçimler yapmamız gerektiği dürtüsünü beraberinde getirir. Ama unutmamalıyız ki aslında karar verirken zaman geçmekte, ve doyasıya keyifle yaşayacağımız fırsatlarda tükenmektedir. O yüzden daha orta halli seçimlerin de bazen mutlu ve huzurlu kılacağını düşünmek bize zaman kazandıracaktır.
Herşeye önceden hazırlıklı olmaya çalışmak
Bazı insanlar yönetimi zor durumlarda kalmamak için, planlamaya ve önceden herşeyi ayarlamaya aşırı özen gösterirler. O yüzden de bir karar vermeleri gerektiğinde A-dan Z-ye tüm detayları öğrenmek ister ve kararsızlık durumunda kalırlar. Planlı ve sistemli olmak tabii ki medeni ve gelişmiş toplumlara has faydalı bir özelliktir. Ama şu da bir gerçektir ki spontane gelişen bazı olaylar sürpriz bir şekilde, başka yerde karşılaşamayacağımız güzellikte eşsiz anlar yaşamamızı sağlayabilir.
Bilgisizlik ve tecrübesizlikden kaynaklanan kararsızlık
Geçmişde aynı veya benzer bir seçim yapmışsak karar verme hızı da artar. Bir seçimle ilkkez karşılaşıyor olmak o konuda yakınlarımızdan bilgi almayı ve tecrübelerini paylaşmayı gerektirebilir.
özgüven eksikliği ve hata yapmaktan korkmak
Bazen doğru seçenek "çok aleni" olsa bile yanlışı seçeriz. Örneğin daha güzel olan ayakkabı karşımızda apaçık durduğu halde daha sıradan olanı tercih ederiz. Bunun altında yatan sebep diğer insanların yaptığımız seçimi yargılayacaklarını ve küçümseyeceklerini düşünmektir. Aslında bu noktada şu düşünce en idealidir: "Bu seçimi doğru yapabilecek tek kişi benim, çünkü kendi beğenilerimi, nelerden hoşlandığımı, nasıl mutlu olacağımı bilen tek kişi, kendimim." Gerçekten de bazen diğer insanların seçimleri bizim için uygunsuz sonuçlar doğurabilir.
"Hayır" diyememek de bir kararsızlık sebebidir
Örneğin dışarı çıkmayı istemediğimiz halde, ısrara dayanamayarak sırf kalp kırmamak için evet seçeneğini düşündüğümüzde de bir iç savaş yaşanır. Ama unutulmamalıdır ki, bazen "evet" diyerek istemediğimiz birşeyi yapmak, "hayır" demekten daha kırıcı ve üzücü sonuçlar doğurabilir.
Eğer kararsızlığa düşüyorsak, iki seçenek arasında fayda olarak aslında pek fazla fark yoktur. Bu yüzden, vereceğimiz enkötü karar bile kararsızlıkdan daha iyidir. Çünkü kararsızlık durumunda stres, iç rahatsızlık ve zaman kaybı yaşanmaktadır. Unutmayalım ki hayat, biz planlar ve kararlar verirken başucumuzdan akıp giden şeylerdir.
Etraftaki insanların fikirlerini tek kriter olarak kabul etmemek gerekir. Çünkü bu fikirler bilgili olsun bilgisiz olsun, kişiden kişiye çok farklılık gösterir, ve herkes aslında kendi bakış açısını kattığı için ortak bir doğruyu yakalamak güçleşir. Gözlerin önünü sis kaplar...Karar verirken öncelikle internet veya diğer kaynaklardan işin uzmanları bu konuda ne düşünüyor diye araştırmak en en önemli adımdır. Sonra yüzeysel olarak fikirler danışılıp hızlıca karar verilebilir.
Bu noktadan sonra içinden gelen sesi duyabilmek önemlidir., hızlıca karar verip action almak gerekir..
1. Internet araştırması (uzmanlar ve forumlar) %80
2. Çevreden bu konuda bilgili olabilecek insanların fikirleri %20
Ayrıca, kararlarımızı abartılı derecede önemsemek iyi bir şey değil, sonuçta konu ne olursa olsun yanılırsak da dünyanın sonu değil bu!!
13 Temmuz 2009 Pazartesi
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder