
Itiraz etmek; tartışmaların olmazsa olmazlarındandır. Herhangi bir fikre karşı çıkmadan önce, size yanlış veya eksik gelen fikri yüzdeyüz anladığınızdan emin olun. Bunun için de öncelikle önyargısızca ve dikkatini vererek dinlemek gerekiyor!! Dinlerken biryandan sorularla ima edilen şeyi tam olarak öğrenmek gerekir. Eğer fikri yüzdeyüz anladığınızı ve size göre yanlış olduğunu saptadıysanız nazikçe, samimiyetle ve muhabbetin melodisini bozmadan tartışmaya girebilirsiniz. Tabii ki nasıl karşı çıktığınız, işin aciliyetine, aranızdaki ilişkinin yakınlığına, ortama ve konunun önemine de bağlıdır. Ancak genel olarak uzlaşımcı ve işbirlikçi bir tartışma için, kırıcı olmayan ve "dost acı söyler" tarzında, iyiliğini ister bir tazda karşı çıkmak daha uygun olacaktır.
"Anladım söylemek istediğini ama şöyle birşey de var..."
"Çok iyi anladım ama şu da doğru ki..."
"katılıyorum ama bence şöyle durumlar da var..."...

Bilgi alışverişini unutup, sadece ikna etme konusunda ısrar etmeniz ise aslında bencil, ego merkezli ve dikta bir davranıştır. Ayrıca ikna etmeye odaklanırken sinirlenir, endişeleriniz artar, kızarabilirsiniz, gerçeklerden de uzaklaşır ve gitgide daha yanlış fikirler üreterek tartışmanın da kızışmasına sebep olursunuz. Arkadaşlarımızla, ailemizle veya başkalarıyla hemfikir olmadığımız konular tabii ki olabilir. Herkes aynı hayat tecrübesini alarak büyümemiştir çünkü. Farklı ve karşıt fikirlere açık olabilmek, başka insanların farklı tecrübelerinden faydalanabilmek ve böylece zenginleşmek, aslında demokrasi anlayışıyla orantılı olarak geliştirilebilen bir kalitedir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder