Sayfalar

26 Nisan 2011 Salı

Murat Belge "Bir Hayat" - kitap analizi

Tûba Çandar’ın Murat Belge’yle konuşarak yazdığı bu kitap yaklaşık üç yıllık bir çalışmanın ürünü... Kitabı bir solukta okuduktan sonra bir adam çıkıyor karşınıza. Cesur, hayat dolu ve başıdik ama alçakgönüllü bir adam… Güçlü fikirleri, siyasi ve insani duruşu, bilgisiyle… MURAT BELGE. Kitapta Ankara’daki doğumundan çocukluğuna, İstanbul’a yerleşmesinden eğitimine, 27 Mayıs’tan, Yassıada duruşmalarına, Marksizim’den, Kumkapı’dan, Hilton Oteli yüzme havuzuna, kaçak meyhanecilik günlerine, tekne gezilerine kadar dopdolu bir yaşam. Tûba Çandar’ın kaleminden "Murat Belge Bir Hayat..." okunduktan sonra ağızlarda edebiyat tadı bırakan titiz bir çalışma.

Kesinlikle sürükleyici bir roman tadında okunan müthiş bir hayat öyküsü gizlenmiş satırların arasına. Demokrat parti'den girip, thkpc'den çıkan,ittihat terakki 'den ödp'ye uzanan bir siyasal tarih anlatısı bir yandan, diğer yandan da william faulkner'dan orhan gencebay'a, fehmi ege'den john berger'e, denizden, meyhaneden, yemekten, yalılardan, rakıdan, ece ayhan'dan, karl marx'tan, Shostakovich den,  yahya kemal'den, sloop john b.'den, helsinki yurttaşlar derneğinden, kansere hayata ve insana dair ne varsa neredeyse hepsine değen bir hikaye bu; bir nevi hisseli harikalar kumpanyası.
http://muratbelge.net/tc-bh.html

İşte kitaptan bazı alıntılar ve okurken bende oluşan fikir filizlenmeleri...

Eleştirel olamamış, mutlakçı, tümdengelimci düşünce tarzı hem müslüman hem atatürkçü hem sosyalist bu memleketin her ferdinde var. Fundamentalist iz yani. Inanca dayalı, dogmatik, özgürleşmemiş bir düşünce yapımız var.
Avrupa birliğine girmek istiyoruz, hangi ispanyol "ne mutlu ispanyolum diyene!" diyor, veya "bir isveçli dünyaya bedel" gibi bir laf duydunuzmu hiç?
---------------
Marksizmin temel özelliği bir sorunu anlamak veya ona çözüm bulmak için bilimi yardıma çağırmasıdır. Marksizim bilim değildir. Bu isi bilimsel yapalım demektir. Marksizm anlayışını liberal demokrat anlayış üzerine temellendirdim. Ama ideolojik liberalizm, ekonomik liberalizm değil. Milliyetçilik sosyalizm için nekadar benimsenecek bir kavramsa, liberaller için de öyle olmalı. Internasyonalizm denen bir olgu var.

-----------------------
Sağ sol ayrımını din üzerinden yapılamaz, solcuyum derken tüm islamcıları karşına alamazsın! bu çok büyük bir topluluktur. Solculuk,  ezilenlerin hakkı, toplumda eşitlik gibi prensiplerle dincilikle paralellik gösterir. Bunu düşünmek "iktidar" muhasebesi yapmanın bir parçasıdır. Iktidara gelince neyapacaksın? tüm dincileri yerin dibine mi gömeceksin??

-------------
Murat Belge hep, Diğerleri' nden Onlar'dan bahsedip yakınıyor. Sitem ediyor. Dolayısıyla "Bu adama karşı dikkatli olayım!. yanlış yapmayayım!" tavrını oluşturuyor. Bu durumuyla bana Erdoğan ı hatırlattı.

--------------------------------------
Sadece entelektüel arkadaşlık olmaz, arada sıcaklık da olmalı. Peki sadece iş arkadaşlığı olurmu? Hep teknik konuşursun güven kazanır ve guven verirsin. ama yetmez! espriler, sıcaklıklar, sempati de gerekir. Iş dostluğunu bu yaratır. Konu şu aslında, iş sözkonusu olunca espri yapmayacağını bilmeleri lazım. Başarı da öyle kazanılıyor. 
-------------------------
Nasıl üstesinden gelirsin terk edilmenin? Başka birini mi bulursun? zamana mı bırakırsın? Ben biraz zamana bıraktım, önce geri döndürmek için uğraştım biraz, aradım, mesajlar yolladım. Ama fransız bu! Birkere soğudumu, nokta! orada biter...Sen bitti desen de bitiremiyorsun, zamanın iyileştirici eli gerekiyor. Arada başkaları da oluyor tabi. Pişmanlıklar oluyor. Hatta kişiliğinin ufak bir parçası oluyor bu pişmanlık da. Sana ekleniyor yani!
------------------------
seduction ve flirt severim. Belki de farkına varmadan yaparım, işbirliği olur yani. Çok fazla kadın var etrafımda, erkekden çok kadın var. Bu, potansiyel bir flirt durumu oluşturuyor tabi. Ama hiç flirt etmediğim kıyamet kadar da insan var etrafımda.
-------------
Kürt sorunu hakkında Belge, Türk ve Kürt milliyetçiliğinin ikisine de karşı. Beraber yaşamaları ve sorunları çözmeleri taraftarı. Apo önderliğinde çıkmış olan PKK nın önceleri işçi partisi olarak devrimci bir hareket olarak çıktığını, avrupada muhalif devrimcileri ve Urfa Siverek de muhalif aşiretlerle savaştığını söylüyor. Kürtleri de oldürmüş yani. Aslında ayrılıkçı bir parti olarak başlamamış, Apo muhalif olan tüm parti ve görüşlere karşı çıkmış, PKK nın kaybedecek şeyleri olmayan ilkkokul ve ortaokul mezunlarını bünyesine kattığını aslında başka alternatifi olmadığı için 12 eylül cuntasına karşı çıkan tek mücadele ve kürt örgütü olduğu için bu kadar destek ve dikkat çektiğini söylüyor.
Öncelerde Kürt sorunu diye birşey yok. Çünkü etnik farklılıklardan bahsetmek yasak. Yani 3-5 terörist var. Ve soğuk havalarda kart-kurt sesler çıkaran bir grup. Orgeneral Necdet Urug: "Bu etnik meseledir, çözümü kolay değildir" diyince basın, kürt kelimesini kullanma hakkını buluyor. Ayrılarak yaşamak enaz marifet gerektiren varoluş biçimi. Önemli olan beraberken sorunları çözmek. Ama türk devletinden pek bir gayret gelmedi şimdiye dek. Hep sorunlar görmezden gelindi.
-----------------------
Neden haftasonları sabah erkenden istanbulun güzel kafelerini dolaşmıyorum? Okumuş olurum, keşfetmiş olurum....
-----------------------------------------
 Kuran diğer kutsal kitaplar gibi, ruhani ve mistik duygularla ilgili olmakdan çok, dünyevi meselelerle ilgili. Ilk bölümler daha fazla vahiy özelliği gösteriyor ama sonlarda işte " Seferden veya zaferden dönen kocanızın başına niye hediyeler getirmedin diye bela olmayın" diyecek kadar dünyevi.
Kuranda 3 koşul verilmiş kadınları dövebilme hakkını tanıyan.
---------------------------
1986 da IHD kuruldu, 1989 da Berlin duvarı yıkıldı.
--------------------------------
Binlerce CD den oluşan büyük bir koleksiyonu var; türk sanat müziği, arabesk, türk ve yabancı POP müziğini hiçbirzaman sevmemiş..Ben hangi müzikleri seviyorum?? aklıma gelenler latin müziği, mezopotamya müziği olarak geliyor. Klezmer müziği veya. Hint müziğini pek sevemedim. Ispanyada veya ispanyolca konuşan bir ülkede 1 yıl yaşamak çok faydalı olabilir aslında, hem dil öğrenirsin hemde müzik-dans bilgin müthiş artar.
Türk tangosunu insan kedi kusurunu sevmesi gibi severim.

Tango, Buenos Aires deki italyan göçmenlerin yaşadığı fakir liman semtlerinde, Boca daki yoksulların müziği ve dansı olarak çıkıyor. Ama avrupaya gelir gelmez sınıf atlıyor. Alman tangosu, ispanyol tangosu dediğin şey balolarda, davetlerde çalınan bir müziktir.

------------------------------------
 NEsimi , MAhsuni , VEysel dinlerim.. Veysel politik değildi, iyiki de değildir. Ali Izzet de iyidir. Öyle sazları tıngırdatıp millet gitti aya, biz yine kaldık yaya, ay dost. Bu bir manasızlık , emek verilmemiş tembellik uyanıklık...Güzel bir sesim varmı bilmiyorum ama yanlışsız söylerim. Duygusal bir sesim vardır
------------------------------------------
Şostokoviç vals müzikleri ne bayılırım...
--------------------------------------------
Kanlı pazar: 6.filonun istanbula gelişini protesto etmek için sokağa dökülmüş insanlarla bunlara saldıran dincilerle çıkan olaylar.
------------------------------------------------------
Eskiden evlilik bir zorunluluktu, bir kasaba hayatı yaşadığımız için kız arkadaşınla dolaşmak, davetlere katılmak kepazelikler yaratıyordu. Ama artık öyle değil. Kız arkadaşınla rahatça dolaşabiliyorsun...... O 'na ihtiyacın yokken beraber olmaya başlamak eniyisi. Aslında once birey olacaksın var olacaksın. Hayat önüme birini çıkarsa beklentisinde olmadan, sevdiğin ve dilediğin bir hayat yaşamaya devam edeceksin....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder