Sayfalar

24 Haziran 2011 Cuma

küçük çaplı işlerin önceliklendirilmesi (zaman tüneli yaratmak)...

Bir görev verildiğinde, bir yardım istendiğinde veya cevaplaman gereken bir email aldığında küçük çaplı bir iş çıkarman bekleniyorsa, "o an" odaklanıp enfazla 10-15 dakikada işi bitirebilirsin.
Time management açısından bu tür bir işi o an bitirmen her açıdan daha avantajlıdır. Sonraya bıraktığında kesinlikle aynı zamanı harcaman gerekecek, ama belki zamanın şuankinden daha az müsait olacaktır. O yüzden en güzeli, yakaladığın ilk zaman diliminde maximum odaklanarak o işi bitirmeye çalışmaktır.
Benzetme olarak, 10 dakikalık veya yarım saatlik bir "zaman tüneli" yarattığını düşün. Bu süre içinde kafandaki diğer herşeyi unutarak, elindeki tüm işleri bırakarak sadece bu işe konsantre olarak elinden geldiğince faydalı olmaya çalışman; o işi en iyi şekilde çözebileceğin anlamına gelir. Eğer extra zaman lazım olacaksa, imkan dahilinde zaman tünelini uzatabilirsin.
Bu sayede ileride yakalayabileceğin maximum başarıya yakın bir başarı elde edeceksindir, ama zamanlama olarak hızlı davrandığın için daha etkili bir iş çıkarmış olacaksın.


Daha çok zaman harcaman gereken işler için, bu teori pek geçerli değil. Çünkü ozaman önceliği olan işleri aksatabilirsin. Büyük çaplı bir iş geldiğinde kesinlikle önemine ve sürelerine göre işlerini önceliklendirmen gerekir.

22 Haziran 2011 Çarşamba

proaktiflik--reactiflik



Çalışma ve yaşam tiplerine göre insanlar farklı profillerdedir. Bu konuda çok farklı teoriler var zaten, örneğin Expectancy Teoremi, insanları sadece ödül ve başarının harekete geçirdiğini söyler. X-Y teoremi ise bazı insanlar tembel-yönlendirilmeye meyilli; diğerleri ise kendi işlerini kendileri gören, çalışmak ,başarmak isteyen insanlardır, der...

Bence de proactif ve reactif olarak iki farklı davranış tipi var. Ve insanlar içinde bulundukları ruh hallerine göre zaman zaman bu iki davranıştan birini sergilerler. Reaktif insanlara iş verilince yaparlar, verilmezse aramazlar, kendilerini rahatlatacak veya zaman geçirecek başka işler bulurlar.

Proaktif insanlar ise çabalarlar, içlerinden gelen fikirleri yaşatmaya ve hayata geçirmeye çalışırlar. Engeller le karşılaşırlar tabiiki ..Bu engeller dışardan olduğu gibi, içeriden de olabilir. Yani insan kendi kendine de bariyer olabilir, ayıp, günah der mesela, yada utangaçtır, veya yeterli olmadığını düşünür, boşverir yada bana ne! der..
Bu engeller iç dünyamızda küçük küçük dikenler gibi önümüze çıkar ve biz onların arasından sıyırıp, o fikri gün ışığına çıkarmaya çalışırız. Aynen "elimize bir buğday başağı alıp iki avucumuzun içinde onu ilerletmeye çalışmak gibi"

..Dışarıdan engelleri aşmak için de hem strateji gerekir, hemde inançlı ve iradeli olmak! kendine güvenmek de önemlidir...

Ingilizler proaktifliği güzel tanımlamışlardır:
"to be keen to take ownership and produce visible results. "